MHGF'ye girişimcilik ödülü

MHGF'ye girişimcilik ödülü

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Kent ve Yaşam Ödülleri’nde seçici kurul, Moda ve Hazır Giyim Federasyonu'na (MHGF), GİRİŞİM ÖDÜLÜ verdi. İşadamı, sanatçı, gazeteci ve sivil toplum önderlerinden oluşan seçici kurul, iş dünyası örgütlerinin en çalışkanı, en fazla proje üreteninin MHGF olduğunu vurgulayarak, Anadolu'da yapılan toplantılar, sektörün sıkıntılarını dile getirmede gösterilen çaba ve sosyal sorumluluk projelerine verilen desteği ödülün gerekçesi olarak gösterdi.

Devamı..
Hazır giyimciler Iğdır’ın yatırım potansiyelini yerinde inceledi

Hazır giyimciler Iğdır’ın yatırım potansiyelini yerinde inceledi

Hükümetin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 5 bölge içinde ilan ettiği 23 Cazibe Merkezi ili tekstil ve hazır giyim yatırımcısına tanıtmak için özel bir program başlatan MHGF’nin bu kapsamda ilk durağı Iğdır oldu. MHGF ve Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) işbirliğiyle, Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası (ITSO) öncülüğünde, Iğdır Valiliği, Iğdır Belediye Başkanlığı ve Iğdır Üniversitesi katkılarıyla 18 – 21 Mayıs 2017 tarihleri arasında düzenlenen Iğdır Tekstil-Hazır Giyimde Yatırım Fırsatları ve Tanıtım Günleri’ne Türkiye’nin farklı bölgelerinden hazır giyim yatırımcıları katıldı.

18 Mayıs 2017’de Iğdır Üniversitesi’ndeki konferansın ardından ikinci günü ITSO’da düzenlenen “Tekstil ve hazır giyim Iğdır’ın kalkınmasında öncü sektör olabilir mi?” ve “Iğdır, tekstil ve hazır giyim yatırımcısına ne vadediyor?” başlıklı iki panel ile kafalarındaki soru işaretleri giderilmeye çalışıldı. 

Yatırımcı yerinde bilgilendirildi

Etkinlik sonrası bir değerlendirme yapan MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, Iğdır Tekstil-Hazır Giyimde Yatırım Fırsatları ve Tanıtım Günleri’nin beklentilerinin üzerinde bir başarıyla gerçekleştirildiğini belirterek, “Hazır giyim yatırımcısı Iğdır’a gelerek yerinde, birinci elden sağlıklı bilgi alma ve tanıma fırsatı buldu” dedi.

“23 cazibe merkezi rakip değil, partner olmalı”

Hazır giyimin cazibe merkezleri için öncü sektör olması gerektiğini vurgulayan Başkan Hüseyin Öztürk, “Çalışan başı bin dolarla yatırım yapılabilecek başka bir sektör yok. Yeter ki; o ilin sahip olduğu potansiyel doğru bir şekilde analiz edilsin ve buna göre belirlenecek bir hazır giyim branşında pilot bölge edilsin. Böylece 23 cazibe merkezi ilimiz birbiriyle rakip değil, birbirini tamamlayan bir partner olacaktır” diye konuştu.

“Mesleki eğitim ile gençler üretime entegre edilmeli”

Yeni yatırımlarla iş gücüne talebin de artacağına dikkat çeken MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, “Bu bölgelerimizde genç ve dinamik bir nüfus var. Meslek liseleri ve meslek yüksek okullarının yanı sıra hızlı meslek kurslarının ile  gençlerimizi seri bir şekilde mesleki anlamda donanımlı hale getirmeli ve sanayiye entegre etmeliyiz” dedi.

Çok sayıda ulusal basın temsilcisinin de katıldığı program kapsamında kentte bazı bölgelerde ve Iğdır OSB’de incelemelerde bulunan MHGF heyeti, son günü kültür gezisi amaçlı Nahçivan’a da gitti. 

Devamı..
Türkiye'nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi'ne Raporu Açıklandı

Türkiye'nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi'ne Raporu Açıklandı

16 Mayıs 2017 / İstanbul- Bölgelerarası gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, rekabetçiliğin yeni dinamiklerinin ortaya konulması, verimlilik artışı yoluyla Türkiye’nin “orta gelir” tuzağından kurtulmasını sağlayacak bir ekonomik ivmenin yakalanması için kurulduğu günden bugüne geçen 12 yılda 26 kapsamlı araştırma raporu hazırlayan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), sürdürülebilir kalkınma hedefiyle yeni bir rapora daha imza attı. TÜRKONFED veİstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile “Kent Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi’ne” isimli bir rapor hazırlandı.

Kentler bağlamında Türkiye’nin iktisadi ve idari sorunları üzerinde çalışmak ve çözüm üretmek amacıyla hazırlanan raporun ilk fazında “Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van” şehirlerinde kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi. Sözkonusu kentlerin küresel üretim, tüketim ve dolaşım ilişkilerinden nasıl etkilendiği analiz edildi ve kentlerin potansiyel imkânları ile kısıtları arasındaki makasın nasıl daralacağına ilişkin hipotezler sunuldu.

Araştırmanın ikinci ayağı kapsamında bu 12 kentten, belirlenen 4 ya da 5’inde bir çözüm modeli ortaya konması hedefleniyor. Rapor ayrıca, TÜRKONFED ve İPM tarafından hayata geçirilen Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu’nun ilk ürünü olma özelliğini taşıyor.

Rapor ile ilgili bilgi veren TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Kuruluşumuzdan bugüne 12 yıldır, yaptığımız çalışmalarla, ülkemizin sürdürülebilir büyümesine, özgürlükçü bir demokrasinin yeşermesine, hukukun üstünlüğüne, farklılıkların büyük bir zenginlik oluşturduğu toplumsal ve kültürel hayatımıza katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Gelişmiş bir ekonomi için gelişmiş bir demokrasi kültürüne ihtiyacımız olduğunu belirten Kadooğlu, şöyle devam etti:

“Gelişmiş demokrasilerin birleştirici unsuru ise kapsayıcı ve bütünleştirici bir anayasadır. Halkımızın ihtiyaçlarına cevap verecek yeni anayasanın; özgürlüklerin önünü açacak, toplumu birleştirecek şekilde, ortak akıl ve uzlaşıyla hazırlanması önemlidir. Yeni bir anayasanın da temelini oluşturması açısından ‘Yerel Demokrasi’ hayati bir önem taşımaktadır. Bu gerçeklikten yola çıkarak, TÜRKONFED ve İstanbul Politikalar Merkezi, Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu’nu hayata geçirmiştir. Bunu buradan ilk defa sizlere açıklıyoruz. Forum, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına, sorunların yerel düzeyde çözülmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla, yeni Anayasa çalışmaları Forum’un önemli amaçlarından biridir.

YERELDEN ULUSAL VE KÜRESELE UZANAN KALKINMACI POLİTİKALAR

“AB’nin yapısal politikalarının başarısının temelinde bulunan yerel demokrasinin gelişmesi, bölgelerin ve illerin yapısı ile dinamiklerini gözeten politikaların izlenmesine imkân sağlayacaktır” diyen TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu, “Bu yolla ulusal ekonominin de, makroekonomik açıdan sürdürülebilir bir büyüme sağlamasına katkıda bulunacaktır. Yerelden ulusala, ulusaldan küresele kalkınmacı politikalar, Forum’un çalışma alanları içinde yer almaktadır” diye konuştu.

İş dünyasına ve temsil örgütlerine önemli görevler düştüğü gibi, ülkelerin, bölgelerin ve kentlerin rekabetçiliğini artıracak kamu politikalarının uygulanmasının da önemine değinen Kadooğlu, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümesinin, orta gelir tuzağı sorununu aşmaktan geçtiğini vurguladı. Kadooğlu şöyle devam etti: “Bu tuzağın aşılmasında ‘Bölgesel Kalkınma Ajansları’na önemli görevler düştüğü inancındayız. Hatta bu kurumsal yapının yanına ‘Bölgesel Yatırım Bankaları’nın eklenmesi yerel ekonomik dinamiklerin yaratılmasına katkıda bulunacaktır. Orta gelir tuzağından kurtulacak, kapsayıcı bir ekonomik büyüme dinamiğinin yakalanması hedefi, daha katılımcı ve kalıcı bir demokrasiye kavuşma hedefiyle örtüşmektedir.”

Raporun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: 

http://turkonfed.org/tr/detay/1366/kent-bolge-yerel-kalkinmada-yeni-dinamikler-turkiyenin-kentlerinden-kentlerin-turkiyesine

 
 
Devamı..
TÜRKONFED Konseyi, Türk İş Dünyasını Diyarbakır'da Bir Araya Getirdi

TÜRKONFED Konseyi, Türk İş Dünyasını Diyarbakır'da Bir Araya Getirdi

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 39.  Girişim ve İş Dünyası Konseyi, bu yıl Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) ev sahipliğinde 12-13 Mayıs 2017 tarihlerinde Diyarbakır Radisson Blu Hotel’de yoğun katılımla gerçekleştirildi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Önceki Dönem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Cumali Atilla, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu ve DİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal’ın açılışını yaptığı Konsey; üye federasyon ve derneklerin yöneticileri ile bölge iş insanlarından büyük ilgi gördü. Konsey toplantısında TÜRKONFED üyeleri arasında etkin bir işbirliği kurulmasını amaçlayan “Ticaret Köprüsü Görüşmeleri” de yapıldı. 

Konsey kapsamında, TÜRKONFED ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile hazırlanan ve Türkiye’de kentler bağlamında gelişim dinamiklerini ortaya koyan “Kent Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi’ne” raporu da açıklandı. Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı Serpil Yılmaz’ın moderatörlüğünde, İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, TURCAS Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Batu Aksoy veTÜRKONFED Danışmanı Dr. Haluk Tükel’in katılımlarıyla gerçekleştirilen panelde ele alınan rapor; sürdürülebilir kalkınmanın bölgesel kalkınmadan başlayacağını kent-bölge ekonomisi çerçevesinde irdelemesi açısından önemli tespitler içeriyor.

Konsey toplantısının açılışını yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, konuşmasında, bu bölgenin terör sorunu olduğunu, terörün bu bölgeyi esir aldığı zamanlar olduğunu söyledi. İş dünyasına 'gelin bu bölgeye yatırım yapın' dediklerinde ilk şartlarının güvenlik olduğunu belirten Tüfenkci, güvenliği sağlayamayan devletin, devlet olmayacağını dile getirdi. Tüfenkci, "Güvenliğin bu bölgeler ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye bir yandan PKK, bir yandan DEAŞ, bir yandan FETÖ terör örgütü ile mücadele ederken bir taraftan da Türkiye'yi büyütmeye gayret gösteriyor. Her alanda Türkiye büyüyor, büyümeye de devam ediyor" diye konuştu. Cazibe Merkezleri Programına değinen Tüfenkci, Diyarbakır'ın programda yer almasının çok önemli olduğunu, 376 yatırımcının kentte yatırım yapmak için başvuruda bulunduğunu bildirdi. Tüfenkci, en kısa zamanda Kalkınma Bakanlığı’nın bu müracaatları değerlenmesi ve bunların yatırıma dönüşmesi temennisinde bulundu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Önceki Dönem Bakanın Mehdi Eker de Kürt sorunu dahil hiçbir sorunun kan dökerek, terörle çözülmeyeceğini söyledi. Eker, şöyle konuştu: “Çatışma olmasın diyoruz. Kediye kedidir demesini öğrenmemiz lazım. Devletin iyi niyetle yaklaştığı ve barış olması için gayret gösterdiği çözüm sürecinde bu salonda bulunan iş adamlarının yakınlarını Lice'ye dağa kaçırılıp sorgulandığını ve onlardan haraç alındığını biliyoruz. İşkence edildiğini biliyoruz. Bu yalan değil, gerçektir. Dünyanın hangi şehrinde çözüm sürecinde, bombalarla gelip şehrin altını mayınlayacak, silahlayacak ve 'ben burayı işgal ettim, buraya hendek ve barikat kuruyorum.' diyecek. Biz de ona sessiz mi kalacağız? Öyle bir şey yok." 

Kürt sorununun çözülmesinin önündeki en büyük engelin, bu sorunu terörle, şiddetle çözmeye kalkışan terör örgütü PKK olduğunu vurgulayan Eker, "Hepimizi öldüremezler ve öldüremeyecekler. Bazılarını öldürebilirler ancak kalan masumlar için sesimizi yükseltmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Kadooğlu: “Diyarbakır’da yaşanan belirsizlikler kentin dış ticaretini olumsuz etkiliyor” 

Bölgelerarası gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesinin ülkemizin kalkınma hamlesinin de lokomotifi olabileceğinin altını çizen ve bu bakış açısıyla Türk iş dünyasını Diyarbakır’da, “ortak akıl ve ortak gelecek vizyonu” ile biraraya getirdiklerini belirten TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu: “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başlatılacak kalkınma hamlesi Türkiye’nin geleceğinde önemli bir sıçrama yaratacaktır. Siyasi ve ekonomik olarak bu kalkınma hamlesini Diyarbakır’dan başlatmak anlamlı bir etki olacaktır. TÜRKONFED’in hazırladığı 81 ili kapsayan Rekabetçilik Endeksinde 71’inci sırada yer alan Diyarbakır; yıllar içinde ekonomik açıdan sessizliğe, suskunluğa ve yalnızlığa mahkum edilemeyecek kadar değerli ve kadim bir kenttir. Diyarbakır’ın üretim yapısı ve dolayısıyla dış ticareti; katma değer, verimlilik ve istihdam yaratma kapasitesi bakımından düşük sektörlere dayanmaktadır. Bölgesel ve kentsel ölçekte yaşanan siyasal/askeri çatışma ve belirsizlikler, kentin dış ticaretini doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir. Araştırmalar, son dönemde yaşanan çatışmaların 20 binden fazla insanın kenti terk etmesine yol açtığını göstermektedir. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde kalkınması açısından en önemli sorun olan iç göç için uygun politikalar geliştirmemiz kritik önemdedir” dedi. 

Kadooğlu: “Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan göçün yarattığı kayıp 70 milyar TL” 

Diyarbakır, Mardin ve Şırnak gibi bölgenin önemli illerinden 300 bin insanın göç etmesinin; kentlere, bölgeye ve dolayısıyla ülke ekonomisine önemli kayıplar yaşattığını hatırlatan Kadooğlu, şöyle devam etti: “TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre Türkiye nüfusunun yüzde 3,3’ü olan 2 milyon 550 bin kişi göç etmiş durumdadır. Yine araştırmalar, bir kişinin göç etmesinin kamuya maliyetinin ortalama 200 bin TL’yi bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu rakamı TÜİK’in göç rakamlarıyla birleştirdiğinizde ortaya çıkan rakam 506 milyar TL’yi bulmaktadır. 300 bin kişinin Doğu ve Güneydoğu’dan göç etmesinin kamuya maliyeti ise ortalama 70 milyar TL yani yaklaşık 18 milyar Euro’luk bir kayıp yaratmaktadır.  Bu korkunç bir rakamdır. Özellikle dış borçlanma, yani yabancı sermaye çekme zorunluluğu olan ekonomimizin, iç göçten kaynaklanan bu kayıpları daha verimli alanlara yönlendirmesi için planlı bir ekonomik ve sosyal politikalar uygulaması elzemdir. Bu parayı göç nedeniyle harcayacağımıza, Doğu ve Güneydoğu’da istihdama ve yatırıma harcamış olsak, inanın ne dış borç ne de cari açık sorunumuz kalırdı.”

Bilecik: “Diyaloğun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerekiyor” 

Şimdi Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanı olduğunu ifade eden TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ise şunları söyledi: ”Ülkemizin önünde, Meclisin ve hükümetimizin odaklanmasını önerdiğimiz ve kararlılıkla destek olacağımız, bizim Demokrasi, Ekonomi ve Avrupa Birliği ile İlişkiler olarak üç başlık altında topladığımız somut bir reform gündemi bulunuyor. Başka ülkelerden daha yoğun olarak terörizm tehdidiyle yaşamak zorunda kaldığımızın idrakindeyiz. Bu mücadeleyi de sonuna kadar destekliyoruz. Ülke olarak şiddetin son bulması ve Kürt sorununun silahsız çözümü için defalarca girişimlerde bulunuldu. Her bir girişim, bölgedeki yurttaşlarımızın ve aslında tüm halkımızın çözüme ne denli istekli olduğunu gösterdi.

Önümüzdeki dönemde, silahlı mücadelenin bir daha geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesini ve bunun koşullarının sağlanmasını arzu ediyoruz. Bunun için siyaset kanalının önünün açılması ve siyasetin, diyalogun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü inanıyoruz ki, Türkiye, mutlak özgürlükler, hukuk devleti ve demokrasi ve aynı zamanda vatandaşının güvenliğini, kusursuz sağlayabilen özgüvene ve güce sahiptir."

Bedirhanoğlu: “En büyük yatırım demokrasi” 

Diyarbakır’ın hem kendi içindeki hem de bölge genelindeki sorunlar nedeniyle çok ağır bir ekonomik tabloyla karşı karşıya kaldığını belirten DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu:  “Bu sorunlar Diyarbakır’ın Türkiye’nin geri kalanında da çok olumsuz bir algısının oluşmasına neden oldu. Bu algıyı kırmak için artık farklılıkları bir zenginlik kabul ederek güçlenmemiz ve bu gücü yeni bir anayasa ile taçlandırmamızın zamanı gelmiştir. Sosyo-ekonomik olarak geri kalmış illerin önemli bir kısmının Doğu ve Güneydoğu’da olması bölgelerarası gelişmişlik farklarını ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, 6. Bölge Teşvik Yasası’ndan sonra Cumhuriyet tarihinin en önemli desteklerini sunan Cazibe Merkezleri Programı’nın sonuçlarının kısa sürede açıklanmasını bekliyoruz. Yine bölgelerarası gelişmişlik farklarını ortadan kaldırmaya yönelik en önemli proje olarak gördüğümüz, Silvan kanallarının sulanmasını da içeren GAP Eylem Planı’nın tekrar gündeme getirilmesini özellikle talep ediyoruz. Tüm bu ekonomik tedbirlerin yanında, en büyük yatırımın demokrasi olduğunun altını çizmek istiyorum. Demokrasi için de en önemli gereklilik olan toplumsal uzlaşı kültürünü hep beraber geliştirmeye devam etmeliyiz” dedi.

Baysal: “Bir bütün olarak bu ülkenin sahipleriyiz” 

Diyarbakır’ın ve bölgenin içinden geçtiği sıkıntılı dönemde şehre olan bağlılıklarının bir kat daha arttığını  ifade eden DİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal: “Diyarbakır aylardır, iş konuşmanın gerekliliği ile bir çok program ile ülke kamuoyunda yer almakta; fuarlar, turizme yönelik çalışmalar ve cazibe merkezi olması vesilesi ile yatırımları artırmakta, üretimin her alanında yer almak için gayret sarf etmektedir. İş konuşmaya devam ederken, ülkemizdeki tüm siyasi aktörleri ve kurumları da Kürt sorununda diyalog kanallarının tekrardan oluşması için üzerlerine düşeni yapmaya davet ediyoruz. Bu ülke hepimizin ve hepimiz bu topalaklarda eşit şekilde yaşamalıyız. Farklı dillerimiz, düşüncelerimiz, farklı kültürlerimiz  olsa da, bir bütün olarak bu ülkenin sahipleri olduğumuzu unutmamalıyız. Bunun için de, siyasilerin tabiri ile buzdolabına konulan sureci vakit kaybetmeden tekrar oda sıcaklığına çıkartmalıyız” dedi.

TÜRKONFED ve İPM’den Kent Bölge Raporu 

TÜRKONFED ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile hazırlanan “Kent Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye’nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi’ne” raporu, kentler bağlamında Türkiye’nin iktisadi ve idari sorunları üzerinde çalışmak ve çözüm üretmek amacıyla kamuoyuna sunuldu. İki aşamalı bir çalışmanın ilk fazı olan rapor kapsamında Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van şehirlerinde kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi. Söz konusu kentlerin küresel üretim, tüketim ve dolaşım ilişkilerinden nasıl etkilendiği analiz edildi ve kentlerin potansiyel imkânları ile kısıtları arasındaki makasın nasıl daralacağına ilişkin hipotezler sunuldu. Araştırmanın ikinci ayağı kapsamında bu 12 kentten, belirlenen 4 ya da 5’inde bir çözüm modeli ortaya konması hedefleniyor. Rapor ayrıca, TÜRKONFED ve İPM tarafından hayata geçirilen Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu’nun ilk ürünü olma özelliğini taşıyor.

Devamı..